DNA’nın yapısı açıklanmadan önce 1947 yılında Chargaff, farklı organizmalardan elde ettiği DNA bileşimlerini analiz etmiş ve baz oranlarının türden türe değişmesine rağmen daima Adenin sayısının Timin sayısına, Sitozin sayısının ise Guanin sayısına eşit olduğunu ortaya koymuştur.
Buna CHARGAFF eşitliği denir.
Adenin sayısı = Timin sayısı
Guanin sayısı = Sitozin sayısı
DNA’nın moleküler yapısı 1953 yılında Amerikalı James WATSON ve İngiliz Francis CRICK tarafından aydınlatılmıştır.
Bu bilim adamları oluşturdukları çift sarmal modeli ile 1962 yılında Nobel ödülü almışlardır.
Watson – Crick modeline göre DNA, heliks şeklinde kıvrılmış, iki kollu merdiven şeklinde bir moleküldür.
Merdivenin kollarını şeker ve fosfat molekülleri oluştururken basamakları karşılıklı dizilen bazlardan oluşmuştur.
Bazlar rastgele dizilmiş olmayıp daima bir pürin bazı ile bir pirimidin bazı eşleşmiştir. DNA’nın iki ipliği arasındaki 2 nanometrelik sabit aralık başka türlü bir eşleşmeye imkân vermez.
2 pürin bazı bu aralığa sığmazken, 2 pirimidin bazı karşı karşıya geldiğinde bazlar arasında hidrojen bağları kurulamamaktadır.
DNA ipliği 10 baz dizisinde tam bir sarmal oluşturur ve bir sarmalın uzunluğu 34 nanometredir.
Nükleik asitlerin temel birimleri olan nükleotidler, 3 temel elemandan oluşmuştur.
5 karbonlu şeker ile azotlu organik baz arasında glikozit bağı kurulmasıyla oluşan yapıya nükleozit, bu yapıya ilave olarak 5 karbonlu şekere ester bağı ile fosfat grubunun eklenmesiyle oluşan birlikteliğe ise nükleotid denir.
DNA molekülünün yapısını oluşturan nükleotidlerin tamamı deoksiribonükleotid olduğuna göre bulundurdukları baza göre 4 çeşit deoksiribonükleotid vardır.
Pürin sayısı = Pirimidin sayısı
Toplam nükleotid sayısı = A + T + G + S
Toplam nükleotid sayısı = Deoksiriboz sayısı
Toplam nükleotid sayısı = Fosfat sayısı
DNA molekülünün hidrolizi için gereken su molekülü sayısı n nükleotid sayısı olmak üzere ‘’ 3n – 2 ’’ formülü ile hesaplanır.
Ancak Prokaryot hücrelerin, mitokondri ve kloroplast DNA’ları dairesel yapıda olduğundan bunlar için 3n formülü kullanılır.
Toplam zayıf hidrojen bağı sayısı = 2 X ( Adenin – Timin çifti sayısı ) + 3 X ( Guanin – Sitozin çifti sayısı )
Normal fizyolojik koşullarda DNA normal yapısını korur.
Ancak yüksek sıcaklık ve aşırı pH derecelerinde hidrojen bağlarının çözülmeleri sonucu heliks açılarak tek iplik haline geçer. Bu olaya denatürasyon denir.
Ancak şeker ve fosfat arasında bulunan fosfodiester bağları etkilenmediği sürece şartlar eski haline döndürüldüğünde tek iplikli DNA, hidrojen bağları oluşturarak eski formunu alır. Bu olay ise renatürasyon olarak adlandırılır.
PDF DOSYASI İÇİN