Canlılar çevreleriyle sürekli madde ve enerji akışı içerisinde olan açık sistemler olarak değerlendirilmektedirler. Canlılığın devamı için bu madde ve enerji akışının sürekli olması gerekmektedir.
Bu anlamda değerlendirdiğimizde, canlılar birbirleriyle ve çevrenin cansız öğeleriyle sürekli bir etkileşim halinde bulunmaktadır. Herhangi bir organizmanın çevresi sıcaklık, ışık, su ve besleyici maddeler gibi abiyotik elemanlar ( kimyasal ve fiziksel )ile canlı yani biyotik faktörleri içermektedir.
Canlı organizmalar aralarında besin ve çevresel kaynaklar için yarışabilir, birbirlerini avlayabilir ya da biri diğerinin çevresini fiziksel ve kimyasal olarak değişikliğe uğratabilir.
Canlı organizmaların birbirleriyle ve çevrenin cansız öğeleriyle kurduğu ilişkileri konu alan biyoloji dalına ekoloji denir.
Ekologların yanıtlamaya çalıştıkları temel sorulardan bir tanesi türlerin yayılışını sınırlayan veya türün bolluğunu belirleyen faktörlerin neler olduğudur.
Ekoloji bilimi, çalışma alanının kapsam genişliğine bağlı olarak dört temel çalışma düzeneğine bölünebilir.
Organizma ekolojisi
Bireylerin çevrenin canlı ve cansız öğeleriyle verdiği yaşam mücadelesinde sergiledikleri davranışlarını, fizyolojik faaliyetlerini konu edinir. Organizmaların yaşam alanının sınırlanması genellikle türün ekolojik toleransı na yani hoşgörüsüne bağlıdır.
Bir türün ortamın belli bir faktörüne karşı gösterdiği hoşgörü, ekolojik tolerans olarak adlandırılır. Başka bir deyişle ekolojik tolerans, ortamın belli bir faktörünün etkisi altında canlının varlığını sürdürebildiği asgari ve azami değerler arasındaki banttır.
Örneğin Sazan balığının ( Cyprinus carpio ) yaşaması için su sıcaklığının 3 – 30 OC arasında olması gerekirken, Alabalık için ( Salmo trutta ) uygun sıcaklık değerleri 7 - 18 OC arasındadır.
Bu anlamda Sazan balığının sıcaklık faktörüne olan ekolojik toleransı daha fazla olarak göze çarpmaktadır.
Ekolojik toleransları dar olan türler ortamın fiziksel ve kimyasal koşullar hakkında bize daha net bilgiler sağlamaktadır. Örneğin üstteki örnekten yola çıkarsak içerisinde Alabalık yetişen suyun sıcaklığını daha dar bir bant içerisinde tahmin edebiliriz. Bu şekilde ortam koşullarının herhangi birine karşı toleransı zayıf olan ve bulunduğu bölgenin şartları hakkında net bilgiler sağlayan türlere indikatör ya da gösterge tür adı verilir.
Populasyon ekolojisi
Aynı türün aynı coğrafik alanda yaşayan bireylerinin oluşturduğu topluluğa populasyon denir. Populasyon ekolojisi daha çok belli bir coğrafi alanda türün ne kadar bireyinin yaşayabileceği sorunu ile ilgilenmektedir.
Komunite ekolojisi
Belirli bir coğrafi alanda yaşayan populasyonların toplamı komunite olarak adlandırılmaktadır. Komunite ekolojisi, komunitenin yapısını ve organizasyonunu etkileyen avlanma, rekabet ve hastalıklar gibi etkileşimle üzerinde araştırmalar yapar.
Komunitelerin yerleşim alanlarına biyotop denir. En düşük tür zenginliği kutup bölgelerinde görülürken, en yüksek tür çeşitliliğine tropik bölgelerde rastlanmaktadır.
Komunitelerin geçiş alanlarına ekoton olarak adlandırılmakta olup, ekotonlar tür çeşitliliği bakımından zengin ama birey sayısı bakımından fakir bölgelerdir. Ekotonlarda tür çeşitliliği fazla olduğundan rekabette fazladır.
Belirli bir alanda yaşayan canlıların tümünü ifade eden komunite kavramına ortamın cansız faktörlerini de dâhil ettiğimizde karşımıza ekosistem kavramı çıkmaktadır. Gezegenin içerdiği tüm ekosistemlerin toplamı biyosfer i oluşturmaktadır.
PDF DOSYASI İÇİN